14 Ağustos 2010 Cumartesi

Çocukluğumu Mimlediler. Evet.


Şimdi Finduilas'ın başlatmış olduğu 'mim'leme olayına Simsponge'ciğim beni de alet etmiş bulundu. Ha kötü mü oldu diyecek olursanız , onu yazmaya başlayınca anlıyacağım. Yok ya. Kötü olmamıştır bence. Sanırım çocukluğumdan aklımda kalan bir takım saçmalıkları yazıcam. Ya hatırladığım kadarıylan benim çocukluğumda pek bişi olmamıştı. Belki de olmuştur. Neyse. Yazıcaz , görücez.

Hadi o zaman. Başlıyalım.

Oyuncak Trex : Evimiz yaklaşık 6 sene öncesinde tadilata girdi ve o zamandan beri kardeşimle odalarımız ayrı. Ondan öncesinde hep aynı odayı paylaşırdık ve odamızın baş köşesinde hep Canavar Trex olurdu. Gelen geçen korkardı zavallı dinazordan. Halbuki sert , asi , hırçın görünüşünden başka bi zararı yoktu insanlara. Gerçi çoğu zaman da işimize yaramıyor değildi hani.

Dede Demiri : Bizim eski evimiz küçük bişeydi böyle ama bahçesi falan vardı. Bizim bahçede hep dedemin demiri dururdu. O neyse artık ben de bilmiyorum. Garip bişeydi , sanki böyle eski dükkan kepenkleri gibi. Ben onun içine girip oynardım falan. O demir 3 kez benim üzerime düştü. Hepsini de çok iyi hatırlıyorum. Ama tek hatırladığım sahne , o demirin altında kendimi yırtarken ellerimi ufka doğru uzatıp "Yardım ediiiiiiiiiinnn!!!!" diye bağırmam. İkinci düşüşünde kuzenim karşımda durup mal mal beni izlemişti. Çok sinirlenmiştim , o sinirle daha bi yırtmıştım kendimi. Üçüncü düşüşünde ise hastanelik olmuştum. Hatta babam bana Toto almuştı.


Winnie The Pooh : Ben küçükken Winnie The Pooh'u çok severdim. Öyle severdim ki bunu bilmeyen yoktu hani. Nerde Winnie'li bi şey görsem 200 metre uzaktan fark ederdim. Yaklaşık 2 sene öncesine kadar da nevresim takımım , perdem , saatim vs. hâlâ Winnie'liydi. Odamda bi köşede hala duruyor onla olan anılarım. Bi keresinde babamla iddiaya girmiştik ve kazanmıştım. Ödül olarak bana koccaamaaan bi Winnie almıştım. Ne salaktım. Onu giydirirdim bile. Hatta sabah 07.00'da atv'de çizgi filmi başladığında mal gibi karşısında Winnie'li bardaklarımı sallardım. (neyse her insan çocukken salaktır.)


Atlı Karınca Sevdası : Dizilerde falan görürdüm böyle atlı karıncaları. Çok hoşuma giderdi ama o zamanlar buralara gelmemişti daha. Yaklaşık 8 sene önce falan bindim. Tahmin ettiğim gibi eğlenceli çıkmayınca oturdum ağladım.


Çılgın Bediş : Hatırladığım kadarıyla hayatımın ilk dizisi.


Ruhsar : Zamanında her bölümünü en az 6 kere izlediğim ve repliklerini ezberlediğim dizi. (Bak Ruşen amcanın oğlu Sedat'a ...)


Tavuklar Firarda : İlk gitmek istediğim sinema filmi.


Ebru Gündeş : Televizyona çıkınca "İşte benim aşkımmmmmm!!!!111birbirbir Böhöööö." diye ağladığım ve o zamanlar şarkılarının neredeyse tamamını ezbere bildiğim sanatçı.(bazıları hala aklımda ama çaktırmıyorum.)


Üst Komşu Sebahat : Teyzem beni çok severdi. Hep ananeme kaçırırdı. Ben de evimden başka yerde yatamazdım. Gece basardım yaygarayı. Ya babam gelip beni alırdı , ya da teyzem her istediğimi yapardı. Bi keresinde cıvıtmıştım ve teyzem , evin her köşesinde en az 8 kez ayağında sallamıştı beni. En sonunda dayanamayıp üst komşularını çağırmıştı ve kadın bana öyle bi bakmıştı ki şimdi kadını görsem tanımamazlıktan geliyorum. O zamandan beri de ismi Seb...'le başlayan kişilere hep bi önyargılı olurum.


Beğendik : O zamanlar en çok sevdiğim alışveriş merkezi. Ananem her maaşında beni oraya yemeğe götürürdü ve o gün onlarda kalırdım. Yemeğe gittiğim gün benden mutlusu olamazdı.


Falım Sakızcılık : Annemin büyük kuzeni Falım Sakızcılık'ın bölge müdürüydü ve dayımı da yanında işe almıştı. Dayım arabayla heryeri gezip , marketlere sakız dağıtıyordu. Genel olarak yanında ben de gidiyordum. Güyaa yardım ediyordum ama aslında bana eğlence oluyordu. Dayımın her zaman fazladan 1 güneş gözlüğü olurdu yanında ve birini bana verirdi. O zamanlar benden havası yoktu. Hele ki köylere gittiğimiz de. Sanarsın ki köye Bradd Pitt gelmiş. Öyle bi hava yaratırdım kendime.


Basketbol Kursu : Sanırım her erkek çocuğun hayatında bu kurs olmuştur. Annem beni yazdırdığı zaman çok heycanlanmıştım. "Ohhaaa! Benim de boyum uupppuuuzzuuun olucak. Oliiiy!" diye sevinmiştim. Halbuki gittiğimde sadece top yürütmeyi öğrettiler. Yürütmek derken çalmak değil hani , topla yürümeyi.


Burger King : Annem her götürdüğünde Kids Menülerden yerdim. Ve o akıl almaz taçları takmadan , şimdi bir bacağımın bile sığmicağı masalarda oturmadan asla yemezdim.


Ana Okulu : İlk okul günüme beni teyzem götürmüştü. Bana söz vermişti tüm gün yanında olucam diye. Ben orda insanların mal mal dönmedolap oynamasını izlemeye dalmışken arkama baktığımda teyzem yoktu. Yaygarayı basa basa koridora çıktım ve teyzem ordaydı. Yere hemen bi kalem atıp "Kalemim düştü. Onu almaya geldim." numarasını uydurdu ve bende buna kandım.

İyi ki de pek bişi olmamış çocukluğumda. Olsa daha ne kadar yazardım kim bilir?..



Sen de mimlendin olm :

Neyin Peşindesin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlara da Bakmak İsterseniz :

Related Posts with Thumbnails